Hep çocukluğuna geri dönmeyi hayal ederler ve ister istemez sesli olarak bu cümleler ağzından çıkıverir. Ah.! bir Çocukluğuma geri dönsem.!
Fakat ne mümkün sadece hayalden başka bir şey değil. Çocukluk ve Gençlik yılları o kadar hızlı gelip geçiyor ki, Anlamadan gençliğimi yaşamadan ihtiyarladım ne çabuk geldi geçti yıllar deniliyor.
Gerçekten öylemi! Peki yeni yetişen nesli Ah.! dememesi için nasıl bir hayat vermeliyiz, veya onların daha iyi bir yaşantıları olması için ne yapmalıyız.
Bence Çocuklarımıza öncelikle en küçük şeylerden mutlu olmalarını öğretmeliyiz. Bunu bir şekilde Aşılamalıyız.
Gelecek nesiller adına bunu yapmalıyız, maalesef yeni gençlik hiç bir şeyden memnun değil ne versen mutsuz, bir türlü mutlu edemiyoruz, hep daha fazla beklenti içindeler.
Yeni teknolojik hayat hep daha fazla beklenti içerisinde bırakıyor. Türkiye genelinde Ailelerin aldığı asgari ücret çocukların yakın çevresinden gördüğü özenç duyduğu ve Ailenin bunlara yetişememesi durumu daha da zora sokuyor.
Çocukların çok azı böyle durumda değil fakat çoğu Aile bu durumda. İşte Ah.! Bir çocuk olsaydım. tam burada başlıyor.
Eskiden Ailede teknoloji aletler yoktu. Aile bireyleri hep bir arada baba akşam ne bulursa evine çocuğuna onu götürüyor, çocukta ufacık bir şekerden dahi mutlu oluyordu.
İşte çocukların mutluluğu bu idi gözleri parlar yüzlerinde mutluluk oluşur neşeli ve mutlu bir geçmiş yıllar vardı, tüm çocuklarımıza bu mutluluğu verme adına evimizden ve mümkün mertebe teknolojik aletleri evimizden elinizden geldiği kadar uzaklaştırmanızı daha mutlu, daha umutlu ve sizi sevgiyle bekleyen bir Aileye kavuşmanız dileklerimle. Hiçbir çocuğumuz gelecekte Ah.! Demesin... Bu yazım bu kadar arkadaşlar lütfen sizlerde Sözüm meclisten dışarı diyerek Anne ve Babanıza karşı daha saygılı terbiyeli bir çocuk olun ki bu şımarık tavırlı çocuklara karşı Anne ve Baba kıymetini onlara öğretin. Bir dahaki yazımda buluşmak üzere hoş çakalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder