23 Ocak 2015 Cuma

Haydi Meşe Oynamaya..!

Meşe Nasıl Oynanırdı ?

Çok geçmiş bir dönem değil! sokaklarda, mahalle arasında fırsat bulunan her ortamda oynan bir oyundu, oyundu diyorum çünkü son geçtiğimiz yıllara baktığımda maalesef ki o eski çocukların oynadığı oyunları oynamıyorlar. 

İnşallah hatırlatma babında teknolojiye evet ama geçmişi de yaşamaları gerektiğini sosyalleşmeleri açısından gerekli diye acizane düşünüyorum.

Meşe çoğunlukla erkek çocukların oynadığı bir oyundur, daha çok geçmiş bir dönemden bahsetmiyoruz, eskiden çocukların ellerinde akıllı telefonlar yoktu, şimdiki çocuklar daha 4-5 sene öncesine kadar oynanan bu oyunun zevkine belki hiç tadamayacaklar onlar için bence büyük bir kayıp. 

Meşe Oyunu Nasıl oynanıyor.!

Kısaca hatırladığım kadar anlatmaya çalışacağım.! 
1 kişide oynayabilir, 5 kişide oynaya bilir sayıyı arkadaşların kabulüne isteğine göre artırıla bilir.

Her çocuk yere bir meşe bırakır bırakılan meşeler sıralanır, sıralı meşelerden biraz uzağına çizgi çizilir bu çizilen çizginin ardından yerde sıralı meşelere elinizdeki meşe ile vurulmaya çalışılır, elinizdeki meşe ile vurmadan önce meşe başı yani hangisi o seçilir yani sağ baş veya sol baş diye seçilir. 

Elinizdeki meşeyi atıp vurunca seçilen baştaki meşe vurulduysa hepsi vuranın oluyor, eğer baş seçilen meşede diğerleri vurulursa vurulan yerde itibaren sona doğru hepsini toparlayıp alıyorsun.

Şayet vuramazsan yada kimse vuramazsa yerden eğilip vurmaya çalışıyorsunuz ta ki baş meşe vurulana kadar.

Bu oyunu bazen meşe yerine bozuk metal paraları (kumlu alan olacak) dikine toprağa sıralanırdı ve parasına da oynanırdı, Biraz daha hırs ve heyecan katardık oyuna umarım doğru anlatmışımdır hatam varsa af ola. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere hoş çakalın.


18 Ocak 2015 Pazar

Şimdi Şarkı Zamanı...!



ŞİMDİ ŞARKI ZAMANI ARKADAŞLAR ?

MERHABA ARKADAŞLAR ; Bugün sizlerle birlikte şarkı nasıl söylenir bu konu hakkında konuşacağız.

İstediğimiz zaman şarkı söyleye bilir miyiz arkadaşlar sizce ?

Cevap = Tabi ki HAYIR olacak,

Sebebi ne diye merak ediyorsunuzdur yada be istediğim zaman şarkı söylerim bana kim karışır diyorsunuz sizi duyar gibi oluyorum, Evet haklısınız siz istediğiniz zaman şarkı söyleyebilirsiniz size kimse karışamaz fakat her ortamda ve her yerde şarkı söylenmez bunu da çok iyi biliyorsunuz değil mi.

Mesela nerede şarkı söyleye biliriz bir düşünelim 

Mutlu olduğumuz zaman şarkı söyleye biliriz.

Arkadaşlarımızla oyun oynarken şarkı söyleye biliriz,

Okul sınıfında öğretmenle beraber şarkı söyleye biliriz tabi ders yaparken değil sadece öğretmenimiz izin verdiğinde veya müzik derslerimizde şarkı söyleye biliriz sakın bunu unutmayalım tamam mı,

Başka nerede şarkı söyleyebiliriz aklınıza gelen yer var mı sizin ben biraz daha düşüneceğim evet buldum,

Evde Ailemizle beraber olduğumuz zaman hep birlikte çocuk şarkıları söyleye biliriz ne kadar eğlenceli olur anne ve babamızla birlikte birde kardeşlerimiz veya abilerimiz ablalarımız varsa daha güzel ve eğlenceli olur değil mi.

Başka nerde olabilir mesela arkadaşlarımızla buluştuğumuz piknik yerinde olabilir, arkadaşımızın evinde misafirliğe gittiğimizde olabilir, sokağa çıktığımızda oyun oynarken şarkı söyleye biliriz,

Şarkı söylenecek o kadar çok yerler var sizin aklınıza gelen veya  şarkı buralarda da söylenir dediğiniz yerler mutlaka vardır biliyorum çünkü siz her şeyi çok iyi anlıyor ve biliyorsunuz.

Şimdi gelelim nerelerde şarkı söyleyemeyiz, hadi bakalı kim bilecek nerelerde şarkı söylenmez, ben aklıma gelenleri buraya yazacağım fakat biliyorum ki sizin aklınıza benden daha fazla gelecektir.

İlk aklıma gelen şarkı söylememesi gereken yerlerin başında bir üzüntülü ve kalabalık ortamda şarkı söyleyemeyiz, sebebi her ne olursa olsun insanların üzüntülü anında bizler şarkı söyleyemeyiz bu çok kötü bir davranış olur.

Başka nerde söyleyemeyiz gece herkesin uyuduğu zaman şarkı söyleyemeyiz çünkü gece çocukların uyku zamanı vardır büyüklerden önce yatarlar ve sabah erken uyanırlar, büyüklerinde sabah erkenden kalkıp işe gidecekleri için onları rahatsız etmeden tekrar uyumamız hem kendi uyku sağlığımız için hem de ertesi gün daha zinde oluruz vücudumuz içinde gelişmemiz içinde gece uykumuzu mutlaka almalıyız arkadaşlar.

Sizlerin de  mutlaka nerede şarkı söyleyemeyiz diyeceğiniz bir yerler vardır kimseleri rahatsız etmeden herkesin mutlu olacağı bir yerde şarkılarımızı mutlu ve coşku içinde söyleyebiliriz arkadaşlar şimdilik hoş çakalı başka bir yazımda buluşmak üzere görüşürüz.

Önce Türkçe' Sonra İngilizce...!

ÖNCE TÜRKÇE SONRA İNGİLİZCE ?

Merhaba arkadaşlar bugünkü konumuz başlıkta belirtiğim gibi önce Türkçe sonra İngilizce olacak.

Arkadaşlar öncelikle şunu bilmenizi istedim, dünyanın bir çok ülkeleri var bu ülkelerin kendine özgü dilleri ve kendine özgü örf ve adetleri düzenleri hatta kendilerine özgü de yemekleri vardır, yani kısaca her ülkenin insanları kendi bulunduğu ülkedeki alışkanlıklarına devam ediyorlar fakat bir şey hariç oda konuştuğumuz dil biz kendi dilimiz olan Türkçe olarak konuşmaktayız ve anlaşmaktayız.

Dünyada geçerli olan bir dil var buda İngilizce bu dili dünyanın her neresine giderseniz gidin İngilizce dili geçerli bir dil olarak bilinir yani Türkçe konuşursanız bir çok ülkede bizi anlamazlar o yüzden mutlaka İngilizce dilini bilmeniz ve öğrenmeniz gerekmektedir.

Bunun için dil kurslarına gitmeniz gereke bilir kendi başınıza öğrenmeniz biraz zor olabilir çok geç olmadan daha yaşımız küçükken farklı diller öğrenmemiz daha kolay olacaktır bunun bilgisini sizlere vermek istedim.

Bu konuda sizlere yardımcı olacak Anne ve Babanızla konuşmanız gerekmektedir ben yabancı dil öğrenmek istiyorum dediğinde Anne ve Babanız gerekli olan araştırmalarını yapıp bize uygun olan en iyi ve en güzel dil kursuna kayıt ettireceklerdir.

Arkadaşlar sizden ricam derslerinizi hiç aksatmayın her konuyu dersi zamanında yapın defalarca üzerinde çalışın hatta yabacı dil bile varsa evde veya dışarıda arkadaşlarınızdan mutlaka onunla hep İngilizce olarak konuşun siz ne kadar fazla konuşursanız öğrenmeniz daha kolay olacaktır.
Bu günkü konumuz Türkçe den sonra İngilizce öğrenmenizdi umarım size faydalı olmuşumdur şimdilik hoş çakalın bir dahaki yazımda buluşmak üzere güle güle :)

6 Ocak 2015 Salı

Ah.!Bir Çocuk Olsaydım..!

Ah.! bir çocuk olsaydım..!

Bunu büyüklerden genelde duyarız. 
Hep çocukluğuna geri dönmeyi hayal ederler ve ister istemez sesli olarak bu cümleler ağzından çıkıverir. Ah.! bir Çocukluğuma geri dönsem.! 

Fakat ne mümkün sadece hayalden başka bir şey değil. Çocukluk ve Gençlik yılları o kadar hızlı gelip geçiyor ki, Anlamadan gençliğimi yaşamadan ihtiyarladım ne çabuk  geldi geçti yıllar deniliyor. 

Gerçekten öylemi! Peki yeni yetişen nesli Ah.! dememesi için nasıl bir hayat vermeliyiz, veya onların daha iyi bir yaşantıları olması için ne yapmalıyız. 

Bence Çocuklarımıza öncelikle en küçük şeylerden mutlu olmalarını öğretmeliyiz. Bunu bir şekilde Aşılamalıyız.

Gelecek nesiller adına bunu yapmalıyız, maalesef yeni gençlik hiç bir şeyden memnun değil ne versen mutsuz, bir türlü mutlu edemiyoruz, hep daha fazla beklenti içindeler.

Yeni teknolojik hayat hep daha fazla beklenti içerisinde bırakıyor. Türkiye genelinde Ailelerin aldığı asgari ücret çocukların yakın çevresinden gördüğü özenç duyduğu ve Ailenin bunlara yetişememesi durumu daha da zora sokuyor.

Çocukların çok azı böyle durumda değil fakat çoğu Aile bu durumda. İşte Ah.! Bir çocuk olsaydım. tam burada başlıyor. 

Eskiden Ailede teknoloji aletler yoktu. Aile bireyleri hep bir arada baba akşam ne bulursa evine çocuğuna onu götürüyor, çocukta ufacık bir şekerden dahi mutlu oluyordu. 

İşte çocukların mutluluğu bu idi gözleri parlar yüzlerinde mutluluk oluşur neşeli ve mutlu bir geçmiş yıllar vardı, tüm çocuklarımıza bu mutluluğu verme adına evimizden ve mümkün mertebe teknolojik aletleri evimizden elinizden geldiği kadar uzaklaştırmanızı daha mutlu, daha umutlu ve sizi sevgiyle bekleyen bir Aileye kavuşmanız dileklerimle. Hiçbir çocuğumuz gelecekte Ah.! Demesin... Bu yazım bu kadar arkadaşlar lütfen sizlerde Sözüm meclisten dışarı diyerek Anne ve Babanıza karşı daha saygılı terbiyeli bir çocuk olun ki bu şımarık tavırlı çocuklara karşı Anne ve Baba kıymetini onlara öğretin. Bir dahaki yazımda buluşmak üzere hoş çakalın.


4 Ocak 2015 Pazar

Çocuklar Aile ve Sanal Alem..!

 Çocuklar Aile ve Sanal Alem..!

Bu konu hakkında O kadar çok Söylenecek Söz varki!
Ben ve Sizler Bu işin Uzmanı Olmadığımız halde hatalarımız ve kusurlarımız nerede çok iyi biliyoruz.Biliyoruz fakat Ne Hikmetse Kendimizi ve çocuklarımızı
Bundan alı koyamıyoruz.Dünyayı Bilmiyorum fakat Türkiyede sanal alem dedikleri teknoloji ile gelen internet ve buna bağlı sanal Arkadaşlık ortamları,oyunlar,ve akla hayale gelmiyecek ortamlarla hem kendimizi hem çocuklarımızı işin içinden çıkmaz bir duruma soktu.önce kendi Aileme Daha sonra çevreme Baktığımda Türkiyede Aile ortamı o kadar çok azaldı'ki hani bazı skeçlerde oynanıyor bizlerde olanlara gülüyoruz'ya malesef o duruma geldi.Küçücük bebelerin ellerinde Akıllı Telefonlar,Tabletler,Oyun Konsolları,gibi teknolojik cihazlar haliyle Çocuklara önlerine ne isterlerse serdik,nederlerse yaptık tabi bunu yaparken sadece onları değil kendi rahatımızıda düşündük.Aman birşeyle oyalansınlar bizde rahat edelim dercesine.Kendi Ellerimizle Ailemizi Çocuklarımızı Uzaklaştırdık.Çocuklar Ailesini neredeyse tanımıyacak duruma geldi.Çünkü Aile ortamında çocuklar muhabbet sohbet etmiyor etsede sadece gerektiği için.Sosyal Yaşantı Kalmadı Diyecek Kadar Azaldı eğer bu şekilde giderse torunlarımız çocuklarını bile göremiyecek durumda olacaklar.Bu konuda fazla Karamsar olmak istemiyorum fakat durum bu isterseniz kendinize ve çevrenize bir gözlemleyin.Evde,Yolda,Otobüste,Metrobüste,Metroda,işte,yemekte,Arkadaş Ortamında,ve daha birçok ortam sıralıya biliriz.Peki Bu Konuda Ne Yapıla bilir.Tabii öncelikle Kendimizden Başlayarak,Eşimize ve Çocuklarımıza Teknolojide Bir Sınırlama Getireceğiz.Yanlış Anlamayın Yok etmiyeceyiz Katı kurallar koyup Zaman Belirleyeceğiz.Akıllı Telefonları Evde Bırakmak gibi.Mesela Akıllı telefonların yerine sadece konuşabileceğiniz telefonlar alıp akşam eve dönüşte sadece 1 veya 2 saat Akıllı telefon veya Bilgisayarla Takılma gibi, Mesela Her ay Ailecek 1 veya 2 sefer Sosyal Aktivite'de Bulunma gibi.Haftada bir Eş Dost Ziyaretine Ev Gezmesine gitme gibi.Yine Haftada Bir Aile içinde Belli birgün Belirleyip o Günü Aile içi Dertler,sorunlar,Sıkıntılar veya Güzel olan şeyleri paylaş gibi.Bunları Sıralamak Mümkün Çocuklarımızın Sağlığını Düşünüyorsak ve Gelecek Nesillere Akıllı,zeki,Sosyal yaşantısı güzel Kendinden Emin Bir Çocuğunuz Olması İçin Bu Günden İtibaren Faliyetlere Başlamanızı Ben Ne Yaparım Ailemi Gerçek Bir Aile Gibi Birbirine Bağlı Kendinden Emin Güvenli Bir Aile Ortamı Yaratırım diye Çaba sarf Etmenizi İstiyorum.Şu anda Çocuklarımız Malesef Asi Olmuş Durumda Ellerinde Telefonla Dünya Umurlarında deil.Ne kadar İnanmasakta Bu durum Bir Bulaşıcı Hastalık Gibi Tüm Türkiyeyi ve Hatta Dünyayı Sarmış Durumda Acil Bir Cözüm Bulmamız Gerekir Bunun İçin Uzmanlar,piskiyatristler ve Piskologlar ve dahi alanında uzman olan doktorlar tıpben uğraşıyorlar Bizler Bir şeyler Yapmazsak Onlarda Çaresiz Kalıyorlar Lütfen Bu Konuyu Dikkate Alalım.Saygı ve Sevgilerimle....